Karanlık turizm, tüm belirsizliğine rağmen, tarihimizi anlamanın en iyi yollarından biridir. İnsanoğlunun ne kadar başarılı, güçlü ve bilgili olduğunun ve tüm bu başarıların ne kadar korkunç sonuçlara ve acılara yol açabileceğinin hikayesi. Karanlık turizmin tüm manzaraları ölüm ve acıdan ayrılamaz, ancak bunlar insan hayatının tam değerini anlamamıza yardımcı olan manzaralardır. Uzmanlar, bu tür yerlerin trajediyle başa çıkmaya ve doğal afet ve felaketlerden kurtulmaya yardımcı olabileceğine inanıyor.
Pompeii (Campania, İtalya): MS 79 yılında Vezüv’ün güçlü patlaması bütün bir şehri sulara gömdü. Patlama o kadar şiddetliydi ki küller Mısır’a kadar ulaştı.
Semiramis kimdi: Asur kraliçesinin gerçek hikayesi
Murambi Soykırım Anıtı (Ruanda): Afrika’nın en korkulan yerlerinden biri. 1994 yılında Tutsi mülteciler, kendilerine güvenlik vaat edilen Murambi Koleji’ne akın etti. Ancak bunların hepsi bir oyundu: yerel Hutu yetkilileri herkesin öldürülmesi emrini vermişti. Kolej duvarları içinde yaklaşık 40.000 kişi idam edildi.
Auschwitz-Birkenau Müzesi (Auschwitz, Polonya): 1 milyondan fazla erkek, kadın ve çocuğun öldüğü en büyük Nazi toplama kampı.
Japonya, Hiroşima’daki Barış Anıtı Müzesi: nükleer silahların insanlık dışı doğasına dair unutulmaz bir anıt.
9/11 Ulusal Anıtı ve Müzesi (New York, ABD): tarihteki en büyük terör saldırısının yaklaşık üç bin kurbanına bir saygı duruşu.
Pripyat (Ukrayna): Çernobil nükleer santralinde meydana gelen nükleer kazanın anıtı haline gelmiş bir hayalet kasaba. Bugün bile bilim insanları, önümüzdeki on yıllar boyunca dışlama bölgesinde yaşamanın mümkün olmayacağını söylüyor.
Alcatraz (San Francisco, ABD): birçok tehlikeli suçlunun tutulduğu maksimum güvenlikli bir federal hapishane.
Choeung Ek ölüm tarlaları (Kamboçya): 1970’lerde yaklaşık 17.000 erkek, kadın ve çocuğun işkence edilerek öldürüldüğü bir ölüm kampıydı.
Bunu paylaş: