Beş gergedan türünden ikisi Afrika’da bulunur ve her ikisinin de adını hatırlamak kolaydır: siyah gergedan ve beyaz gergedan. Ancak isimler basit olsa da, onları belirli bir hayvan türüyle ilişkilendirmek zor olabilir. Gerçek şu ki, bu gergedanların her ikisi de gri renktedir. O halde neden gerçeğe uymayan farklı ve zıt isimlere sahipler?
Bu karışıklık, Afrika’nın sömürgeleştirilmesi ve kıtanın Avrupalı bilim adamları tarafından keşfedilmesi dönemine kadar uzanmaktadır. Bu hayvanların çevirideki bir yanlış anlamanın kurbanı olduğu söylenebilir. Boer dilinde ‘geniş’ anlamına gelen wijde kelimesinin yanlış çevrilmesi nedeniyle bu isim ilk olarak beyaz gergedana verilmiştir. Yerliler gergedandan bu şekilde bahsederken, oldukça geniş bir burnu olduğuna atıfta bulunuyorlardı. Ancak İngilizce çevirisi kelimeyi ünsüz olan ‘white’ kelimesine yaklaştırmıştır. Görünüş ve isim uyuşmazlığı kimseyi utandırmadı, bu nedenle yeni tanımlanan tür beyaz gergedan olarak anıldı. Siyah gergedan adını beyaz gergedanın aksine almıştır, ancak gerçekte bu iki tür de gri deriye sahiptir. Doğrusunu söylemek gerekirse, siyah gergedanların bazen Afrika’da bulunabildiğini de belirtmek gerekir. Ancak bu renkteki hayvanlar bir türe ya da diğerine ait olabilir ve vücut rengi volkanik kayaların dağıldığı bölgelerde çamur banyosu yapmalarıyla ilgilidir. Beyaz gergedan sadece en yakın komşusundan daha büyük değil, aynı zamanda gergedan ailesindeki diğer tüm hayvanlardan da daha büyüktür. Sahra altı Afrika’da kaçak avlanma ve istikrarsızlık nedeniyle beyaz gergedanların sayıları menzilleri boyunca düşüktür. Sadece koruma altındaki alanlarda büyük popülasyonlar oluşturan siyah gergedan için de durum daha iyi değil. Türün bu içler acısı durumunun nedeni hala aynı: hayvanın boynuzunu çıkarmak ve satmak için yapılan kaçak avcılık. Her iki tür de ne yazık ki artık nesli tükenmek üzere olan büyük memeliler olarak sınıflandırılmaktadır. Neye benziyorlardı: ilk günlerinin tanıdık teknik cihazları
Beyaz gergedan
Siyah Gergedan
Bunu paylaş: