Çin’in Songshan Dağı’ndaki efsanevi Shaolin Manastırı birçok efsanenin ve önemli tarihi olayların yaşandığı bir yerdir. Bir Hindu keşiş tarafından 495 gibi erken bir tarihte kurulan manastır, Çin kültürünün önemli bir parçası haline gelmiş olup aynı zamanda büyüleyici ve korkutucudur. Dünyanın dört bir yanından turistler, kült dövüş sanatları hakkında bilgi edinmek ve keşişlerin yaşamlarını gözlemlemek için hala buraya gelmektedir.
Kung fu ve savaşçı keşişlerin nasıl olduğu hakkında pek çok film yapıldı, ancak bu disiplinin gerçek yüzü muhtemelen sadece burada, manastırda görülüyor. Gerçekte Shaolin’de eğitim yoktur, bu disiplinin ana ilkesi öldürmemektir. Burada uygulanan teknikler bir savaş yönteminden çok meditasyonun bir parçasıdır. Keşişlerin zamanının çoğu ruhsal ve fiziksel mükemmelliği, yaşam enerjilerini kontrol etmeyi, iradenin farkındalığını ve mümkün olanın sınırlarını genişletmeyi amaçlayan dua ve ritüellerle geçer. Shaolin yolu zor ve uzaktır, ancak bu yolda ustalaşanlar fizik kurallarını aşıyor ve mantıksal kavrayışın ötesinde yetenekler sergiliyor gibi görünmektedir. Manastır, aydınlanmanın her samimi inanan için mevcut olduğu Chan Budizmini vaaz etmektedir. Zihin ve beden eğitimi sayesinde gerçekliğe dair farklı bir vizyon kazanır, dünyadaki yerimizi öğrenir ve iç dengemizi buluruz. Bu, öğretilerin ana amacıdır ve Shaolin savaşçılarının insanüstü yeteneklerini açıklar. Semiramis kimdi: Asur kraliçesinin gerçek hikayesi
“>
“>
“>
Bunu paylaş: